DOLAR

32,6012$% 0.38

EURO

34,8742% 0.39

STERLİN

40,7217£% 0.3

GRAM ALTIN

2.494,66%0,42

ÇEYREK ALTIN

4.269,00%-0,09

BİTCOİN

2127569฿%5.94191

İkindi Vakti a 16:52
Sakarya KAPALI 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Arifiye Haber
  • Genel
  • “Ağır hasta mahkûmlar cezaevinde elverişsiz şartlar altında tutuluyor”

“Ağır hasta mahkûmlar cezaevinde elverişsiz şartlar altında tutuluyor”

Baro İnsan Hakları Merkezi yaptığı açıklamada; ağır hasta mahkûmların cezaevinde oldukça elverişsiz şartlar altında tutulduğunu ve Türkiye’de uzun yıllardan bu yana düşman ceza hukuku uygulamaları sergilendiğini ifade etti. Ayrıca Merkez, özellikle terörle ilgili suçları işlediği öne sürülen kişilerle ilgili özgürlükleri kısıtlayıcı nitelikte dar yorumların ve keyfi uygulamaların egemen olduğunu belirtti.

Sakarya Barosu İnsan Hakları Merkezi, hasta mahkumların haklarına yönelik açıklamalarda bulundu.

Merkezin açıklaması şu şekilde:

“Ülkenin yakıcı konularından olan hasta tutuklu/hükümlü sorunu tüm çabalara rağmen çözümsüzlüğe terk edilmek isteniyor.

Uygulamada hakkında olumsuz rapor verilen mahkumların kısa süre sonra hastalık sebebiyle cezaevinde vefat etmesi ya da hastalık çok fazla ilerledikten sonra verilen olumlu raporların üzerinden fazla zaman geçmeden infazı ertelenen mahkûmun evinde ya da hastanede vefat etmesi sebebiyle isabetsizliği bir insanın canını vermesi ile tescil edilen raporlar, ilgili kurumların mevcut yapı ve bakış açısıyla hareket etmeye devam etmesi halinde, korkarız ki varlığını devam ettirecektir.

Örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılandığı davada 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına mahkûm edilen kanser hastası Ayşe Özdoğan hakkında infazın ertelenmesi yönünde yürütülen süreç olumsuz sonuçlanmıştır. Ağır hasta mahkûm Ayşe Özdoğan, cezanın infazı için cezaevine konulmuştur. Eşi de cezaevinde olan Özdoğan anne olup 8 yaşında bir çocuğu bulunmaktadır.

Ayşe Özdoğan hakkında, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, hastalığının düzenli takip ve tedavi gerektirdiği, hayati tehlikesi bulunduğu, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, hükmün infazının tedavi boyunca ertelenmesinin uygun görüldüğü yönünde, heyet raporu tanzim edilmiştir. Özdoğan bu rapora rağmen, Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalabilir” raporu vermesi dolayısıyla halihazırda 12 gündür cezaevinde tutulmaktadır.

ATK tarafından verilen olumsuz rapor kamuoyunda çokça tartışılmış ancak sonuç değişmemiştir. Hasta mahkûm Ayşe Özdoğan, -Adalet Bakanlığı yıllardır cezaevi istatistiklerini yayımlanmadığı için tam sayı verememekle beraber- binlerce olduğunu ifade edebileceğimiz ağır hasta mahkûmdan birisi olarak, cezaevinde oldukça elverişsiz şartlar altında tutulmaya başlanmıştır.

Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, Özdoğan’ın dördüncü evre kanser hastası olduğu, konuşmakta ve yiyip içmekte zorluk yaşadığı, hastalığının tedavisi için yeni ameliyatlar geçirmesi gerekliliği reddedilmemektedir. Fakat yine de bu haliyle cezaevinde tek başına hayatını idame ettirebileceği kanaati hasıl olmuştur. Öte yandan kamuoyuna yansıyan görüntü ve videolardan Özdoğan’ın çok ağır bir hastalığın içerisinde olduğu açıkça görünmektedir.

ATK, yıllardır benzer tartışmalı kararlarıyla gündem olmuş, hasta mahkumların cezaevi içerisinde farklı cezalara muhatap olmalarına, yaşam hakları ihlal edilerek mevcut hastalıklarının daha da ilerlemesine ve geri dönülmez aşamaya gelmesine, insan haysiyetiyle bağdaşmayan uygulamalara, kurumsal hantallık sebebiyle yargı işleyişinin aksamasına ve zaten uzun olan yargılama süreçlerinin daha da uzamasına sebebiyet vermiştir.

Türkiye’de uzun yıllardan bu yana düşman ceza hukuku uygulamaları sergilenmektedir. Özellikle terörle ilgili suçları işlediği öne sürülen kişilerle ilgili özgürlükleri kısıtlayıcı nitelikte dar yorumlar ve keyfi uygulamalar egemen olmaktadır. Bundan dolayıdır ki İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın düzenlediği raporun bilimsel görüşe dayandığı ve gerçekliği temsil ettiği hususunda kamuoyunda yaygın bir şüphe bulunmaktadır.

Anayasa’nın 104/16. maddesinde yer alan düzenlemeye göre cumhurbaşkanının sürekli hastalık sebebiyle cezaları kaldırma yetkisi bulunmaktadır. Daha önce en ağır suçlardan mahkûm olmuşlar dahil pek çok kişi için işletilen bu kurumun Özdoğan için de işletilmesinin kamu vicdanının rahatlatılması açısından oldukça önemlidir.

Eğer herhangi bir şekilde bu mümkün olmayacaksa, Özdoğan’ın cezasının infazının en azından hastalık süreci sona erene kadar ertelenmesi tüm siyasi mülahazalardan bağımsız insani bir temel sorumluluk mahiyetindedir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığının bu yöndeki talebi evrak üzerinden ivedilikle yeniden değerlendirerek görüşünü infazın ertelenmesi yönünde revize etmesiyle kamu vicdanını derinden sarsan bu durumun ortadan kaldırılması tarihi bir sorumluluktur.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Spor birikimimizi şehre sunmaya hazırız

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.