DOLAR

32,5038$% 0.08

EURO

34,7826% -0.12

STERLİN

40,2943£% -1.04

GRAM ALTIN

2.496,26%0,50

ÇEYREK ALTIN

4.252,00%0,18

BİTCOİN

2062670฿%2.04978

İmsak Vakti a 04:36
Sakarya HAFİF YAĞMUR 18°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ vefatının 21. yılında dualarla anılıyor

Vefatının 21. yılında MHP Kurucu Genel Başkanı Merhum Başbuğ AlparslanTÜRKEŞ’i sevgi, saygı, minnet,özlem ve rahmetle yad edildi.

Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 21. yılında Beştepe’de kabri başında anma töreni düzenlendi. Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan törende MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı. Türkeş’in mezarına, doğum yeri olan Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpen, kırmızı-beyaz karanfiller bırakan Bahçeli, dua edip, mezara su döktü.

MHP Genel Başakanı Devlet Bahçeli Merhum Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’in Vefatının 21. sene-i devriyesinde Anıtmezar başında birde konuşma yaptı.

Yapmış oldukları konuşma metni.

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Ülküdaşlarım,

Değerli Basın Mensupları,

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Ebediyete irtihalinin 21. yıldönümünde merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i dualarımızla, özlemlerimizle anmak maksadıyla kabri başındayız.

Onu rahmet, minnet, Fatihalarla yad ediyoruz.

80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan merhum Türkeş Bey, yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanıydı.

Bu vasıflarıyla milli gönüllere girmiş, büyük bir sevgi kazanmıştır.

Ömrünü milletine adamış, hayatı bu uğurda çile ve mücadelelerle geçmiştir.

O, ihanete karşı imanın, yıkıma karşı dik duruşun, tuzaklara karşı milli şuurun, teslimiyete karşı milliyetçi onurun sembolleşen ismi olmuştur.

Türklük hasımları karşısında çelikten bir irade ortaya koymuştur.

Fikri olgunluğu, ileri görüşlülüğü, sabrı ve sağduyusu sayesinde bugünümüze ışık tutmuştur.

Hayatının her döneminde aziz milletimize eşsiz bağlılık ve sadakat beslemiştir.

Türkiye’nin meseleleri karşısında düşünüp dile getirdiği akılcı, kalıcı, milli ve isabetli çözüm önerileri hala geçerliliğini korumaktadır.

İnancım odur ki korumaya da devam edecektir.

O, Türk’ün nefes aldığı her yerde milli heyecan, kalbi Türk dünyası için çarpanların yol başçısı, Türk-İslam ülküsünün yılmaz savunucusu olarak fikir ve hareketimize istikamet vermiştir.

İlhamını Türk milletinin engin ferasetinden almıştı.

Ufkunu milli bir ruhla çizmişti.

Mazlumlara umut, zalimlere korku, dosta güven, düşmana karşı amansız bir mücadelenin simgesi olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e liderlik yapmıştı.

Dün, bugün ve yarın arasında muazzam bir gönül köprüsü kuran, ömrünü Türk milletinin istikbaline adayan siyaset ve devlet adamıydı.

Onun ufkunu dün ile sınırlamak büyük bir kayıp, bugün ile sınırlı tutmak haksızlıktır.

Kendisi yarınlara uzanan meşale, geleceği aydınlatan umuttur.

Türk siyasetine uzlaşma aşılamış, milli birlik ve beraberliğin can suyu olmuş, tehditlere karşı bekanın yanında durmuştur.

Ne mutlu bizlere ki, bugün taraflı tarafsız birçok insan tarafından takdir toplayan merhum Türkeş Bey’in fikirleri, Türk milletinin birliği, Türkiye’nin dirliği için çok ciddi mesajlar ihtiva etmektedir.

1944 yılından 1997 yılına kadar uzanan meşakkatli yolculuğu bunun ispat ve ilanı, bizim ise vefa duymaktan imtina etmeyeceğimiz şerefli mazimizdir.

Emaneti emin ellerde yükseltmeye olan andımız son nefesimize kadar bakidir.

Yarım asra yaklaşan kutlu davamızı devletimizin ve milletimizin bekasına adadık.

İhanetlere direndik, oyunları bozduk.

Ümitsizlikleri yendik, karamsarlıkları aştık.

Merhum Türkeş Bey, “Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır.” diyerek inancın, kararlılığın, manevi bağlanışın engelleri aşmada en etkili yol olduğunu göstermişti.

Milliyetçi Hareket Partisi dün olduğu gibi bugün de ilkelerinden kopmadı, Ülkücü gençlik ülkülerinden ayrılamadı.

İnandık, en çetin imtihanlardan alnımızın akıyla çıktık.

Gücümüzü aziz milletimizden, kararlılığımızı ülkülerimizden aldık.

Devletimizin ve aziz milletimizin bekasının teminatı olduğumuzu her fırsatta gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz.

Merhum Başbuğumuz hiçbir zaman kolay bir başarı vaat etmemiş, menfaat tekliflerine, tehditlere boyun eğmemişti.

Biz de aynısını yapıp önümüze bakacağız, mücadelemizi yüksek bir şuurla sürdüreceğiz.

Bölünmeye, bölücülüğe, bozgunculuğa ne pahasına olursa olsun karşı çıkacağız.

Milliyetçilik diyecek, bin yıllık kardeşliğimizi hem yaşayıp hem de yaşatacağız.

Ülkücülük diyecek, Türk milletine mensubiyet bilinciyle istiklal ve istikbal haklarımızı imanla, fedakarlıkla savunacağız.

Ahlakçılık diyecek, milli ve manevi değerlerimizi koruyacağız.

İlimcilik diyecek, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine yükselteceğiz.

Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik ilkesiyle yürüyecek, Toplumculuk ile bütünleşecek, Köycülük ile milletin efendilerini kalkındıracak, Gelişmecilik ve Halkçılık ile büyüyecek, Endüstricilik ve Teknikçilik ile çağın standartlarının üzerine çıkacağız.

9 Işık ile Kızılelmaya varacak, aziz milletimizi hak ettiği Lider Ülke Türkiye ve güçlü yarınlar ile buluşturacağız.

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Merhum Türkeş Bey’in kuvvetin birlik ve beraberlikten doğduğunu, her fırsatta ifade etmesi şimdiki zaman diliminde daha anlamlı hale gelmiştir.

Kuşku yok ki, 15 Temmuz FETÖ ihanetiyle ortaya çıkan tehditler milli birliğe ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu göstermiştir.

Suriye ve Irak’tan kaynaklanan terör tehdidi yaşanan sıkıntılı sürecin nerelere kadar uzandığını izaha gerek bile bırakmamıştır.

Türkiye tehlike altındayken, Türk milleti bölünmek istenirken biz ayrı gayrı düşemez, nefsimize, heveslerimize, günü birlik heyecanlarımıza teslim olamazdık.

“Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla” öne atılmalı, bunu kendimize vazife bilmeliydik, nitekim öyle de yaptık.

Uğruna her şeyimizi feda etmeye yeminli olduğumuz vatanımızın selametine hizmet varken siyasi ikbal peşinde koşamazdık.

Biz böylesine kutlu bir yolu takip ederken fitne odakları boş durmadı.

Ama buna aldırış etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.

Yılanlara, kananlara, kaçanlara inat bugün Milliyetçi Hareket Partisi ayaktadır, güçlüdür, kararlıdır, geleceğin Türk asrını belirlemek için hazırlıklıdır.

Merhum liderimizin “davamız, Türk milletinin büyük ve şanlı mazisine layık bir istikbal meydana getirmektir” sözü Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in esas hedefidir.

Binlerce yıllık mazisi olan milletimizi yeni yüzyıl ve hatta binyıllara taşıyacak kararlılığa, cesarete, uzak görüşlülüğe hamd olsun sahibiz.

Stratejik planlama ve hedeflerimizi bu şuurla uygulamaya koyduk, koymaya da devam ediyoruz.

Aziz Ülküdaşlarım,

18 Mart 2018 tarihinde “Milli Duruş, Şühedaya Vefa, Millete Beka” teması ile gerçekleştirdiğimiz 12. Olağan Büyük Kurultayımız bu ilkeler doğrultusunda tecelli etmiştir.

Türkiye ve Türk milleti hasımları karşısında sarsılmaz bir duruş ortaya koyuyoruz.

Büyük Türkiye ülkümüzü inşa etmek üzere mücadelemizi sürdürüyoruz.

Gayemiz Türklüğü, Türk milletini hak ettiği müreffeh, kudretli seviyelere taşımaktır.

Güçlünün söz sahibi olup zalimleştiği bir dünyada ülke olarak güçsüzün sesi, mazlumun tutan eli olmalıyız, inşallah da olacağız.

Emperyalizmin bölücü ve yıkıcı faaliyetleri karşısında istikrar ve huzurun tarafında duracağız.

Adalet sancağını elden düşürmeyecek, dalgalanmaya devam ettiğini tüm dünyaya göstereceğiz.

Bunun için de çok çalışacağız.

Türk milletinin bekasını korumak için bir ve beraber olmak zorundayız, fitneye-fesada karşı uyanık kalmak durumundayız, ülkemizin huzur ve güvenliği için tek yürek olmaktan başka çarenin kalmadığını idrak etmeliyiz.

Bugün burada toplanan onbinlerce asil yürek bu duruşu benimsemiş, kavli karar etmiştir.

Allah’a çok şükür; millet, vatan ve bayrak sevdasına adanmış ve inanmış kutlu nesil dimdik ayaktadır, tüm milli ve manevi emanetleri bağrına basmaktadır.

Şuan aramızda bulunamayan milyonların gönlü ve aklı ise buradadır, bizlerle beraberdir.

Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i ve aziz şehitlerimizi saygı, sevgi ve rahmetle yâd ediyorum.

Bir mukaddes borcu ifa ederken, merhum liderimizin kabrinin nur, ruhunun şad, mekânının Cennet olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

Sözlerime son verirken hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.

 

Başbuğ Alparslan Türkeş’in hayatı

Başbuğ Alparslan Türkeş, Türk asker, Eski Başbakan yardımcısı ve siyasetçi. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucusu ve ilk genel başkanıdır.

HAYATININ İLK YILLARI
Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917 öğle vaktinde Koyunoğlu ailesinden Tuzlalı Ahmet Hamdi Bey ile Fatma Zehra Hanım’ın çocuğu olarak, Lefkoşa’da Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade sokağı 13 numaralı evinde dünyaya geldi. 3 Haziran 1933’te ailesiyle birlikte Lefkoşa’dan ayrılarak Limasol’dan kalkan İtalya bandıralı “Viyana” gemisiyle İstanbul’a geldi.

ASKERİ KARİYERİNİN BAŞLAMASI
1933’te Lefkoşa doğumlu İzmit milletvekili Hüseyin Sırrı Bellioğlu’nun tavsiyesiyle Kuleli Askeri Lisesine geçici olarak kaydoldu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçince asli kaydı gerçekleşti. 1936’da Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olup 1938’de Harp Okulu’nu bitirdi. 1939’da piyade asteğmeni olarak atış okuluna girerek buradan teğmen rütbesiyle mezun oldu (P.938-348). Refik Yurtsever’in ablasının kızı Muzaffer Hanım ile 5 Eylül 1939’da nişanlandı ve 14 Ocak 1940’ta evlendi. Bu sırada Gelibolu’daki 58. Piyade Alayı 5. Bölük Komutanlığı’na tayin edildi ve Balıkesir, Bandırma, Edincik, Erdek ve Marmara Adasında görev aldı.

YARGILANMA SÜRECİ

1944’te üsteğmen rütbesindeyken Nihal Atsız ve Nejdet Sançar ‘la birlikte “Irkçılık-Turancılık” davasından yargılandı ve 9 ay 10 gün Tophane Askeri Hapishanesinde kaldı. 1945 yılında Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edildi ve 1947’de beraat etti.

Alpaslan Türkeş konuyla ilgili olarak:”3 Mayıs günü heyecanla sokağa fırlayan gençler kıyasıya dövüldüler. Kafaları yarıldı, gözleri patladı. Bazılarının kolları, kaburgaları kırıldı.” demiştir.

DAVA SONUCU
Orduya tekrar döndü. 1955’de Harp Akademisi’ni (94.sınıf, Sıra No. 39) bitirdi. Daha sonra ABD’ye gönderildi ve burada Amerikan Harp Akademisi’ni ve piyade okulunu bitirdi. 1955-1957 yılları arasında Washington’da NATO Daimi Komitesi’nde Türk genelkurmayı temsil heyetinde görev yaptı. Aynı sırada uluslararası ekonomi eğitimi gördü. 1959’da Almanya’da Atom ve Nükleer Okulu’na gönderildi ve buradaki eğitiminden sonra albaylığa yükseldi ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı NATO şube müdürü olarak atandı.

27 MAYIS DARBESİ’NDE NELER OLDU?
27 Mayıs 1960’dan kısa süre önce Elazığ’daki birliğinden Ankara’ya atandı ve Albay Talat Aydemir’in önerisiyle Milli Birlik Komitesi’ne (MBK) alındı. Darbeyi planlayıp yürütecek olan 37 kişilik MBK içinde yer aldı. darbe bildirisini 27 uniformali-asker-alparslan-turkesMayıs 1960 günü radyodan okuduktan sonra adı sıkça duyulmaya başlandı. 27 Mayıs sonrası Başbakanlık müsteşarlığı yaptı. Bu dönemde sonradan AP Partisi Balıkesir Senatörü seçilecek Hikmet Aslanoğlu ve CKMP Genel Sekreteri olacak Fuat Uluç kendisinin yardımcılık görevini yerine getirdiler. Bu dönemde Milli Birlik Komitesi
içindeki görüş ayrılığı sonucu 13 Kasım 1960’da MBK Başkanı Org. Cemal Gürsel bir bildiri yayımlayarak MBK’nin çalışmalarının ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye düşürecek bir duruma geldiğini, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ile MBK üyelerinin talepleri üzerine MBK’yi feshettiğini açıkladı. Yeni oluşturulan MBK’de ise Alparslan Türkeş’in de içinde bulunduğu ve “14’ler” olarak adlandırılan ve ülkenin köklü yapısal sorunları çözülmeden kısa süre içinde yapılacak seçimlerle iktidarın sivillere bırakılmasını reddeden 14 subaya yer verilmiyordu. MBK üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla söz konusu kişiler Türk Silahlı Kuvvetleri’nden de emekli edilerek çeşitli görevlerle yurt dışına sürgüne gönderildiler. Alparslan Türkeş de bu operasyon sonucu Yeni Delhi büyükelçilik müşaviri olarak Hindistan’a gönderildi. Sürgünde iken, Milli Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel ‘e, Yüksek Adalet Divanı’nda yargılanan Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmelerinin doğru olmayacağını vurgulayan ve Milli Yol dergisinde yayınlanan mektubu gönderdi.

25 ay kadar sonra, 23 Şubat 1963’te Gümülcine’den yurda döndüğünde burada kalabalık bir “milliyetçi topluluk” tarafından karşılandı.

BAŞBUĞ TÜRKEŞ’İN SİYASİ HAYATA GİRİŞİ
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi dönemi
Gökhan Evliyaoğlu’nun Adalet Partisi’ne katılma yolundaki teklifini reddeden Türkeş, milliyetçi çevreleri bir araya getirmek için 2 Mayıs 1963’te Türkiye Huzur ve Yükselme Derneği’ni kurdu. Darbe hazırlığı yapan Talat Aydemir – Fethi Gürcan ikilisiyle temas kurdu. Ancak Talat Aydemir’le anlaşamadı. Bunun üzerine darbeyi hükümete haber 11758verdi. Kendisi de darbe girişimi nedeniyle yargılandı, ancak darbeyi hükümete duyurduğu için beraat etti. Alparslan Türkeş, sürgünde olduğu dönemde 14’lerden çoğu ile sık sık bir araya gelerek dönüşten sonraki stratejisini belirleyici toplantılar yapmıştı. Nitekim 31 Mart 1965’te, 14’lerden Dündar Taşer, Ahmet Er, Muzaffer Özdağ, Rıfat Baykal, Mustafa Kaplan gibi eski MBK üyeleri ile birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi – (CKMP)’ne girerek fiilen siyasi hayata atılmış oldu.

1965’te bu partinin başkanı oldu, uzun tartışmalardan sonra parti tüzüğünde 9 Işık Doktrini yer aldı. Türkeş, bu dönemde kendisini sevenler tarafından Başbuğ ilan edildi ve aynı yıl Ankara’dan milletvekili seçildi. 6-8 Şubat 1969’da Adana’da yapılan olağanüstü kongrede CKMP adı Milliyetçi Hareket Partisi ve terazi olan amblemi de üç hilâl olarak değiştirildi. 1966 yılında cumhurbaşkanlığına aday oldu ve Cevdet Sunay karşısında 11 oy alarak seçimi kaybetti. 1969 ve 1973 yıllarında Adana milletvekili olarak parlamentoya seçildi. 1974’te ilk eşi Muzaffer Türkeş’i kaybetti. Bundan iki yıl sonra 1976’da Seval Türkeş’le evlendi.

1975 SONRASI DÖNEM VE 12 EYLÜL DÖNEMİ
1975’ten sonra Milliyetçi Cephe adı verilen koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcılığı görevinde bulundu. Bu dönemde sağ ve sol çatışması arttı. Yetkililerin elinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin şiddetin esas kaynağı olduğuna dair kanıtlar vardı ve Cumhuriyet Savcısı kapsamlı bir soruşturma yapmak istiyordu. Ancak hükümet buna izin veremezdi. Çünkü bu rolün açığa çıkarılması koalisyonun dağılması anlamına geliyordu ve Demirel bunu düşünmek bile istemiyordu.[4] 12 Eylül darbesi sırasında Milli Güvenlik Konseyi başkanı, diğer üç parti başkanlarının teslim olduğunu, Alparslan Türkeş’in de teslim olmasını, aksi taktirde suçlu durumda olacağını belirten bir bildiri yayınladı. 12 Eylül darbesinden sonra 9 Nisan 1985’e kadar 4,5 yıl tutuklu kaldı. 12 Eylül döneminde idam cezasıyla yargılanan Türkeş, bu davadan beraat etti.

12 EYLÜL SONRASINDA NELER OLDU?
1987’de siyaset yasağının kalkmasıyla birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi’ne girdi ve aynı yıl yapılan olağanüstü kongrede genel başkanlığa seçildi. 1991 genel seçimlerinde Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile seçim ittifakı yapan MÇP lideri Türkeş, Yozgat milletvekili olarak yeniden parlamentoya girdi. Bu sırada 1992’de 12 Eylül darbesi ile kapatılmış olan partilerin eski adlarını alması hakkında Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılan değişiklikle MÇP’nin ismi de 1993 yılında MHP olarak değiştirildi. 1995 genel seçimlerinde parlamento dışı kalan Türkeş, bu dönemde uzlaşmacı bir lider olarak ülke siyaseti üzerinde en etkili siyasetçi oldu. Türkeş, 9 Işık başta olmak üzere siyasi ve tarihi görüşlerini içeren kitaplar yazdı.

NAAŞI BEŞTEPE’DE

Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997’de geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara’da yaşama veda etti. Kabri, Ankara Beştepe’de bulunmaktadır.

Kaynak

http://www.turkbeleni.com/basbug-alparslan-turkesin-hayati-82615.html

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Arifiye Kışlaçay Sevdası Derneğinden Başkana Ziyaret…

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.