‘Kimi kan veriyor, kimi can veriyor!..’

Sakarya Halk Gazetesi köşe yazarı Mehmet Taştan’ın bu hafta yayınlanan ‘Pazar Yazıları’köşesi…

Kabri Ankara-Bağlum’da olan son devir tasavvuf âlimlerinden Seyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri buyuruyor ki;

”Ben bir Seyyid’im. Yani bu demektir ki Türk değilim. Ama yeryüzünde bütün Türkler silinse üç Türk kalsa biri ben olurdum. İki Türk kalsa gene biri ben olurdum. Son Türk kalsa da o gene ben olurdum. Çünkü Türkler olmasa bugünkü manada İslamiyet olmazdı.”

Ne mutlu bize ki Rabbimiz, bizi böyle asil bir milletin mensubu olarak yaratmış…

Tarihimiz Ceddimizin Hak yolunda verdiği mücadele ve kahramanlık destanları ile dolu…

Dün yapılan mücadeleler de maksat ne ise bugünde olan o…

Her zaman mazlumun yanında olduk…

İmdat dileyenin, imdadına yetiştik…

Bugün Kahraman Ordumuz Suriye’de yeni bir destan daha yazıyor…

Sınırlarımızda, girdiği Suriye topraklarında mazlum halka huzur getiriyor…

Binlerce İnsan ellerini açmış bu asil Milletin Kahraman evlatlarına dua ediyor, hoş geldin diyor…

Askerlerimiz cephede huzur ve istikrar için mücadele ederken, milletimiz de yerinde duramıyor…

Askerlerimiz gönüllü olarak cepheye doğru koşarken, milletimiz ülkenin dört bir yanından akın akın Afrin sınırına doğru akıyor…

Bir yandan Mehmetçiğimize moral verilirken, karınca kararınca toplanan hediyeler, anaların yaptığı boyunluklar, içlikler ve çoraplar askerlerimize teslim ediliyor…

Askerlerimize mektep de ki talebelerden, mektuplar, bayraklar gönderiliyor…

Kimi kan veriyor, kimi can veriyor!..

Dadaş’ı, Gakkoş’u, Yiğido’su, Efe’si,

Sakarya’m yerinde duramıyor…

Fransız İmparatoru Napolyon Bonaparte;

‘Gerektiğinde tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyete ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler. ’demiş…

Bugün Osmanlı Tokadı ile yedi düvele karşı Afrin’de yeni bir destan yazılıyor…

Bir Millet o asil ruhla, iman gücü ile yeniden diriliyor…

Bugünlere binlerce şükürler olsun…

BAŞKAN AKCAN İLE AKYAZI ESNAFLARI SINIRDA

Vatanının dört bir yanı Afrin’e doğru akarken Akyazı durur mu?

Akyazı Belediye Başkanı Hasan Akcan ve ilçe esnaflarından bir grup Mehmetçiğe destek için Akyazı Gazi Süleyman Paşa Cami önünde İlçe Müftüsü İzzet Şener tarafından yapılan dua ile yolcu edildiler.

Sınırda Hatay-Kumlu ilçesine varan Başkan Hasan Akcan ve Esnaflar İlçeden gönderilen hediyeleri Mehmetçiğimize teslim ettiler.

Esnaf kardeşlerimiz ve Akyazılılar’a her zaman olduğu gibi, Zeytin Dalı Operasyonunda da Mehmetçiğimizin yanında olma adına göstermiş oldukları vefalarından dolayı teşekkürler…

TARAKLI’DAN AFRİN’E UĞUTLAR

Zeytin dalı Operasyonunda ki Askerlerimiz için duygulandıran bir haberde Taraklı ilçemizden…

Taraklı yöremizin meşhur hiç tatlandırıcı kullanılmadan yapılan şifa kaynağı Uğut tatlısı kadın, erkek demeden Yeniköy’lülerce gece, gündüz nöbetleşerek dualarla kazanlarda kaynatılıp hazırlanarak Kızılay aracılığı ile Afrin’e gönderiliyor…

Mehmetçiğimizin yanında olduğunu göstermek için yapılan bu gayret için Taraklı İlçe Kaymakamı, Belediye Başkanı ve tüm Taraklı halkı el ele vermişler…

Gayretleri ve duyarlılıklarından dolayı Taraklı ’ya da bir selam gönderelim…

CUMHUR İTTİFAKI

Ak Parti ve MHP arasında birliktelik 2019 seçimlerine doğru, karşımıza Cumhur İttifakı olarak çıktı.

Yapılan görüşmeler sonunda ‘Cumhur İttifakı’ adı verilen 26 maddelik kanun teklifi de TBMM’ye sunuldu.

Millet bu birliktelikten çok mutlu ve huzurlu.

Ülkemizin şu an içinde bulunduğu durum,

Yeni oluşturulan Başkanlık sistemi gereği,

Bu tarz ittifakların oluşması kaçınılmaz.

Cumhur İttifakında oluşan düşünce çerçevesinde, başka partilerde bu ittifaka ya katılacak, ya da destek verecektir.

Cumhur İttifakına karşı, başka ittifakların da oluşması kaçınılmaz!

Bu İttifaka ister koalisyon denilsin, ister denilmesin,

Milletimizin teveccühü beklenenden çok fazla olacaktır…

Yeter ki devlet ve milletimizin bekası ve güçlü devlet olmak için bir ve beraber olmayı becerebilelim?

KISSADAN HİSSE

Bir gün Ebu Cehil, Peygamber efendimize bir tuzak hazırlayarak evinin önüne bir kuyu kazdırır. Ve sonra Resulullahı evine davet eder. Peygamber efendimiz davet üzerine Ebu Cehilin evine doğru yola çıkar. Eve yaklaştığında, Cebrail aleyhisselam gelip, Ebu Cehil’in, evinin önünde tuzak için bir kuyu kazdığını söyler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz kendi evlerine döner. Ebu Cehil ise, geri dönmesine bir mana veremeyerek kendisine sormak için arkasından koştuğunda, kapının önündeki kuyuyu unutarak, adımını atar atmaz kendi eliyle kazdığı kuyuya düşer.

Çıkarmak için ip uzattıklarında, bir türlü ipe kavuşamaz. İpler uzadıkça kuyu derinleşir. Bu hâl üzerine Ebu Cehil karanlık kuyuda çıldıracak gibi olur. Resulullaha haber verilerek kendisinin çıkarılmasını ister. Durumu Peygamber efendimize bildirirler. Hemen kuyu başına gelerek seslenir:

– Seni kuyudan çıkarırsam iman eder misin?

O da kabul eder.

Peygamber efendimiz mübarek ellerini uzatarak Ebu Cehili kuyudan çıkarır. Ebu Cehil kuyudan çıkınca:

– Hayatımda senin kadar güçlü sihirbaza rastlamadım, der ve iman etmez.

PAZAR TEBESSÜMÜ

Kar­ga­nın bi­ri ağ­zın­da pey­nir bir da­la konup âfi­yet­le ye­me­ye baş­lar.

Uzak­tan bir til­ki gö­rür.

Kar­ga­ya imrenip ona de­r ki: Kar­ga kar­deş! O gü­zel se­sin­le ba­na bir şar­kı söy­le­se­ne!
Kar­ga til­ki­nin şaş­kın ba­kış­la­rı ara­sın­da, ağ­zın­da­ki pey­nir par­ça­sı­nı pen­çe­­le­rinin ara­sı­na aldıktan sonra der ki:
Til­ki kar­deş, tilki kardeş! Ar­tık öy­le eski hi­le­le­re kan­mam. Çün­kü ben de Til­ki ile Kar­ga’nın ma­sa­lı­nı oku­dum.

ÖZLÜ SÖZ

Hiç kimse elbisesinden, etiketinden dolayı mükemmel insan olamaz.

Kaynak

sakaryahalk.com

http://www.sakaryahalk.com/m-turkiye-afrin-e-akiyor-3141.html