DOLAR

32,3704$% 0.15

EURO

34,9716% -0.31

STERLİN

40,9680£% 0.19

GRAM ALTIN

2.324,30%0,22

ÇEYREK ALTIN

3.995,00%0,14

BİTCOİN

2275006฿%0.5408

Öğle Vakti a 13:15
Sakarya PARÇALI AZ BULUTLU 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Prof. Dr. Amman: “Koronavirüs Bizi Daha İnsani Bir Yaşama Zorluyor”

Sakarya Üniversitesinde her akşam devam eden canlı yayında konuşan sosyolog Prof. Dr. Tayfun Amman, koronavirüs sonrası toplumda topyekûn bir dönüşüm olmasa da daha insani bir yaşam kurma hassasiyeti gelişeceğini söyledi.

SAÜ İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan “Prof. Dr. Hatem Akbulut ile Sağlık ve Teknoloji Söyleşileri” konulu online canlı yayınına katılan SAÜ öğretim üyesi sosyolog Prof. Dr. Amman, koronavirüs salgınının sosyolojik etkilerini değerlendirdi.

“Dünyanın tozunu attıran bir düşmanla karşı karşıyayız” diyen Tayfun Amman, bu salgında doğanın kendisine zarar veren insanla mücadelesine tanık olunduğunu söyledi. İnsanların yaptıklarının doğayı etkilediğini belirten Amman, “Koronavirüs adeta bir biyolojik silah gibi, binalarımızı, evlerimizi değil direk insanı hedef alıyor. Haberlerden de takip ettiğimiz gibi doğa açısından bir takım rahatlatıcı etkisi de ortaya çıkıyor. Yeryüzünde bizim de parçası olduğumuz doğal dünya, bir biçimde ekolojik bir dengeyi sürdürüyor. Fakat doğanın düzeni sadece insanın yaptıklarıyla bozuluyor, buzullar eriyor, ozon tabakası deliniyor, denizler kirleniyor, canlı türleri yok oluyor” dedi.

“Koronavirüs küreselleşmeye karşı”

Tarih boyunca salgınlar yaşandığını, ancak bu salgının farklı bir tarafının olduğunu ifade eden Amman, “Bu salgın adeta küreselleşme karşıtı bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Dünyanın küreselleşmeye en fazla katılan kısımlarını vuruyor. Metropolleri, insan ilişkilerinin en yoğun olduğu yerleri vuruyor. Bu olaydan ne kadar ders çıkaracağız bilemiyorum. Şu anda bir travma yaşıyoruz ve bu travmayı farklı boyutlarda yaşıyoruz. Biz şu anda sivrisinekleri öldürmekle meşgulüz ancak sıra bataklıkları kurutmaya gelecek. İnsanlık topyekûn bir biçimde kendini sorgulayıp köklü bir değişime gidebilir mi bundan şüpheliyim” diye konuştu.

“Eğer zarar fazlaysa kültürümüz yüzünden”

Koronavirüsün Türkiye’ye dünyadaki diğer ülkelere oranla geç gelmesinin bir şans olduğuna işaret eden Amman, ancak Türk toplumunun alınan önlemlere farklı düzeylerde uyduğunu söyledi. Amman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Virüs bize Çin’den 3 ay sonra, Avrupa’dan 1 ay sonra geldi, bu açıdan şanslıyız. Diğer yandan sağlık çalışanlarımız çok çalışkanlar ve özveriyle çalışıyorlar. Devletimiz görebildiğim kadarıyla çok başarılı bir performans gösterdi. Eğer bunu daha düşük bir zararla atlatıyorsak devletimiz sayesinde, zarar daha fazlaysa kültürümüz yüzünden. Çünkü bizim kültürümüzde kendilerinin ve başkalarının hayatını hiçe saymak var. Bir yandan Akdeniz insanı olarak sıcak kanlıyız, ancak diğer yandan ‘bize bir şey olmaz abi’ düşüncesindeyiz.

Hassasiyet gösteren yurttaşlarımızın hepsi insani görevlerini yerine getiriyorlar. Ancak toplumun belli kesimlerine gittikçe duyarsızlığın arttığını görüyoruz. ‘Korona bizden korksun’ gibi yaklaşımlar var. En zor iş aslında bir kültüre karşı mücadele etmektir, adeta suyu yokuş yukarı akıtmak gibidir. Sosyoloji kendisini sorgulayabilen ve eleştirebilen toplumların bilimidir. Dolayısıyla bu uyarıların dikkate alınması ve önlemlere kesinlikle uyulması noktasında bilinç düzeyini yükseltmek gibi bir sorumluluğumuz var.”

“Yaraları hızlıca sarmayı öğrenmeliyiz”

Türk toplumunun kendisine has özellikleri olduğunu belirten Amman, toplumun kriz dönemlerinde çok çabuk bir araya gelebildiğini, ancak kriz sonrası yaraları sarma noktasında aynı duyarlılığın gösterilmediğini söyledi. Amman, “Batı toplumlarındaki toplumsal sözleşme teorileri bize uymuyor. Batı dünyasının krizle baş etme konusunda bizden öğreneceği şeyler var. Bizim ise Avrupa’dan yaraları hızlı bir şekilde sarma konusunda öğreneceğimiz şeyler var. Bütün dünya birbirine bir şeyler öğretecek bu konuda. Ancak bataklığı kurutma konusu çok daha yüksek bir bilinçle hareket etmeyi gerektiriyor. Onuruna çok düşkün bir toplumuz. Bu da bilmediklerimizi bile sorup öğrenmemize engel olabiliyor. Dolayısıyla övünme ihtiyacımız yüksek oluyor. Kendimizi sorgulama, eleştirme, zaaflarımızı ve zayıflıklarımızı görme ve giderme noktasında sıkıntılarımız var. Öğrenmeyi sevdiren ve düşünmeyi öğreten bir eğitim sistemini geliştirmemiz şart” diye konuştu.

“İnsanın toprakla bütünleşmesi artmalı”

Koronavirüs salgınının insanın doğa ile olan ilişkisini sorgulamasına neden olduğunu kaydeden Amman, salgından sonra insanın toprakla bütünleşmesini artırma yönünde çabalamak gerektiğini vurguladı. Amman, sözlerine şöyle devam etti:

“Öyle beton yığınları yapmışız ki insanlar evlerde bunalıyor. İstanbul’da örneğin dışarıda, parklarda insanlar üst üste. Mesaiye gidiş geliş saatlerinde bırakın sosyal mesafeyi, kişisel mesafe bile korunamıyor. Dolayısıyla başta kent politikalarımız olmak üzere insanımızı nasıl daha insanca yaşatabiliriz üzerinde çalışmaların başlaması gerekiyor. Bu da bir biçimde mega kentlerin yükünün nasıl azaltılacağı yönünde bir yönelime girmemizi gerektiriyor. Bundan sonra ekonomiyi nasıl toparlayacağız, zararları nasıl telafi edeceğiz, kaynakları nasıl doğru kullanacağız, bunların çalışılması gerekiyor. Topyekûn bir dönüşüm beklemiyorum, ancak tüm toplumlarda bir biçimde daha insani bir yaşam kurma yönünde hassasiyetler gelişecek. Yatay şehirler, yeşil alanların artırılması ve kent politikaları konusunda bir dizi gelişmeler yaşanacaktır.”

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Bakan Selçuk, Sakarya’daki öğretmenlerle buluşacak

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.