DOLAR

32,5401$% 0.16

EURO

34,7519% 0.02

STERLİN

40,7628£% 0.04

GRAM ALTIN

2.488,98%0,21

ÇEYREK ALTIN

4.247,00%0,00

BİTCOİN

2064617฿%3.24505

İmsak Vakti a 04:46
Sakarya HAFİF YAĞMUR 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Türkiye’deki Tüketim Kültürü ve Dindarlık Ele Alındı

Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi’nin (SASGEM) düzenlediği Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Abdullah İnce oldu.

SAÜ Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte “Türkiye’de Tüketim Kültürü ve Dindarlar” başlıklı konu ele alındı.

Kapitalizmin birinci evresi olan üretimden ikinci aşama olan tüketime doğru geçildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Abdullah İnce, tüketimin insanın karnını doyurmak, barınmak ve yaşamını devam ettirebilmek için yaptığı her şeye verilen genel bir tabir olduğunu söyledi.

“Kapitalizm yeni bir forma büründü”

Tüketimin sadece nesnelerle olmadığını ve günümüzde her alanda tüketimin gerçekleştiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi İnce, “Sosyolojide kullanılan tanımıyla tüketim toplumu denilen toplumun formu değişiyor. İhtiyacı olandan fazlasını almayı hedefleyen bireyler haline dönüşüyoruz. Sürekli yenisi almak, değiştirmek ve bunlarla övünerek israf yapıyoruz. Bu durum bireylerin sürekli yenilemek zorunda kaldıkları post modern dünyanın yeniden kurulması anlamına geliyor. Weber’in dediği gibi; ‘Batı’da belli dini anlayışa sahip insanların çalışma ahlakı yeryüzünde konumlandırması ve başka şartların bir araya gelmesi kapitalizmin doğuşunu ortaya çıkarmıştır.’ Bu sözü sanayi toplumu üzerinden düşünecek olursak, bacası tüten fabrika, kapitalizmdir. Sosyal teorisyenler ikinci aşama olarak tüketimi göstermektedir. Bu da kapitalizmin boyut değiştirdiğinin ve yeni bir forma büründüğünün göstergesidir şeklinde konuştu.

“Pazarlama becerisi kadar üretim başladı”

Tüketim kültürünün temel özelliğinden bahseden İnce, “Normalde üretim, ihtiyacı karşılamak için yapılır. Eski toplumlarda bir mal üretiliyorsa, bu onlara olan ihtiyaçtan dolayı oluyordu. İsraftan kaçınılarak ham madde depolanır ve ihtiyaç halinde yeniden üretilerek insanlara sunulurdu. Günümüzde ise bu durum pazarlama kabiliyetine göre şekillenerek yeni bir forma büründü. Pazarlayabildiğin kadar üret, daha sonra bunları olabildiğince daha çok kitleye sat, şekline geçti. Bu tüketim alışkanları sosyal hayatımızı etkilemeye başladı. Duyarlılığımızı belirleyen bir hal alan tükettiğimiz şeyler, hayatımızı etkiler oldu. Bundan dolayı da tüketim dile eş değer vaziyete geldi. Bireylerle konuşmamızı dil nasıl sağlarsa, satın alınan giysiler, binilen otomobiller ve oturulan rezidanslar da diğer insanlara karşı yeni bir ileti haline geldi. Kapitalizmin ikinci aşaması olan tüketim çılgınlığı sadece ekonomik anlamda değil, hayatımızın her alanına değişim getirdi” dedi.

“Tasarrufun yerini fazla harcama ve israf aldı”

İnsanların ihtiyaçlarının ve tasarruflarının yerine harcama ve israfın aldığına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi İnce, “Bu durumu örnek vererek açıklayacak olursak, banka reklamlarının en fazla kullandığı obje kumbaraydı. Günümüzde banka reklamları kredi kartı ve düşük faizli içeriklerle yer değiştirdi. Tüketim kültürünün en önemli şeyi bankalardır ve onlar da değişimi işaret ediyor. Elinizde olmayandan fazlasını harcamaya sevk ediyor. Aslında bu harcamalarla bir zihniyetin değiştiğini görüyorsunuz. Bu yeni kültürün en büyük sloganı ‘tükettiğin kadar değerlisin’ olmuştur. Bu süreci yönlendiren kurum ise medya olmuştur. Reklam sektörü aracılığıyla insanlar yeni düzenin bu olduğunu görüyor ve ona göre harcama yapmaya başlıyor. Toplum da bu slogandan yola çıkarak gereksiz harcamaya gidiyor. Unutmayın, bu kültürü yönlendiren unsurlar sadece geçmişte kazandığınız parayı değil, gelecekte kazanacağınız parayla da ilgileniyor” ifadelerini kullandı.

“28 Şubat dindar kesimde özgürlüğü başlattı”

Türkiye’de dindar insanların çok partili dönem ile birlikte yeni bir süreç içine girdiğini dile getiren İnce, bu sayede toplumun başlı başına değiştiğini söyledi. İnce, şöyle devam etti:

“İnsanların kendilerine olan özgüveni artmaya başladı. Dindar insanlar baskıdan kurtularak ekonomik alanda aktif olmaya başladı ve toplumda aktif rol alan bireylere dönüştü. Liberal ekonomi anlayışıyla birlikte dindarlara özgürlük yolu açılmış oldu. Dindar vatandaşlar bu durumla birlikte sermayeye yönelmeye başladı. Bu durum daha sonra sadece ekonomi olarak kalmadı. Politika, kültür ve sanat gibi geriye kalan her alana yansıdı. Fakat daha sonra dindar kesim şirketleşme yoluna gitti. Bu durumu ise geçmişte yaşanılan travmalara ve 28 Şubat sürecinde yaşanan kötü durumlara bağlayabiliriz. Çünkü bu ülkenin dindar insanları çok acılar çekti ve ekonomik olarak güçlenmenin önemini gördü. Dindarların zengin olması, güç kazanması, aynı zamanda sorunları da beraberinde getirdi. Tüketim kültürünün birer parçası haline dönüşerek, İslam ahlakına uymayan moda dergileri ile tüketmeye başlanıldı. Özellikle kadınlar için çıkartılan İslami moda dergileri, bizim dini değerlerimize uymuyor ve israfın kapısını açıyor. Bu, özellikle çok dikkat etmemiz gereken bir konudur. İslami değerlerimize aykırı tüketimden kaçınarak, eskiden olduğu gibi dinimize uygun bireyler ve toplum haline gelmeliyiz.”

“Kapitalizme alternatif İslami bankacılık”

Zengin Müslümanlar için İslami bankacılığın alternatif model olduğuna değinen Dr. Öğr. İnce, “28 Şubat süreciyle kaç tane şirketin el değiştirdiğine bir bakınız. İslami bankacılık sistemi Müslüman dünyası için bir alternatif modeldir. Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki Müslüman zenginleri, bu rol modeliyle yatırım yapmaya ikna edebilirsiniz. Kapitalist bankalar gibi faiz yemeden çalışmanızı yaparsanız, doğudaki zengin dindarların Türkiye’ye gelmesinde katkınız olacaktır. Bu da kapitalizme alternatif bir rol modeli olarak dindar insanları çekecektir” ifadelerini kullandı.

Etkinlik, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kaymakamımız Bekir Dınkırcı’dan okul ziyaretleri

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.