34,2162$% -0.03
37,5512€% 0.17
44,8956£% 0.29
2.879,17%0,34
4.898,00%-0,20
2087029฿%-1.93095
Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü tarafından “Türk Dış Politikasında Gerçek ve Kurgu” konulu seminer düzenlendi.
SAÜ Ortadoğu Enstitüsü Kudüs Salonunda yapılan seminere Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi Ali Gemuhluoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Amaç bölgesel güç olmak
Türkiye’nin nüfus gibi etkenler dolayısıyla bir dünya gücü olamayacağını belirten Ali Gemuhluoğlu, ancak bölgesel güç olmak için de önünde bazı engeller bulunduğunu söyledi. Gemuhluoğlu “Türkiye orta büyüklükte bir ülkedir. Bir dünya gücü olamaz. Dünya gücü olması için ciddi bir nüfusa sahip olmak gerekir. Ciddi bir coğrafi bölgeye sahip olmak gerekir. Biz bölgesel güç olmak istiyoruz. Ama bunun için önümüzde iki engel var. Bunlar Rusya ve İran. Rusya da İran da bölgesel güç olmak istiyor. Dolayısıyla bizim rakiplerimiz bunlar” dedi.
Türkiye’nin geçmişten bugüne izlediği dış politika sürecini anlatan Ali Gemuhluoğlu, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na İngiltere’nin yanında girmek istediğini, ancak bunun olmadığını, Almanya’nın yanında savaşa girdiğini ve bunun sonucunda yenildiğini aktardı. Gemuhluoğlu, “Savaşta yenilmek demek çaresiz kalmak demektir. Biz de yenildiğimiz için Ruslarla işbirliği yapmak zorunda kaldık. Bunun karşılığında da Azerbaycan’ı Ruslara verdik. Bu 1930 yılının ortalarına kadar sürdü. Daha sonra o dönemin egemen gücü İngiltere ile yakınlaştık. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda savaşa İngiltere ile girdik. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Batı bloğunda yer aldık ve NATO’nun üyesi olduk” ifadelerini kullandı.
Sermaye ve dış politika bağlantısı
Türkiye’nin 1990’lı yıllara kadar tamamen Batı bloğunda yer aldığını, ancak 90’lardan sonra Rusya ile yakınlaşma sağlayabildiğini söyledi. Türkiye’nin sermaye birikimi olmaması nedeniyle dış politikada bağımlı hale geldiğini ifade eden Ali Gemuhluoğlu, “Bu yakınlaşmanın da sonucu tabi iyi olmadı. Çünkü biz dış yardıma muhtaç bir ülkeyiz. Bizim sermaye birikimimiz yok. Eğer sermaye birikimimiz olsaydı başka bir dış politikamız olabilirdi. Bunun sonucunda zaman kaybettik. İktisadi meseleler bizi ezdi. Ama bütün bunlara rağmen dış politika bağlamında mutluyduk. Çünkü bir bloğumuz vardı ve o blok içerisinde güvendeydik” diye konuştu.
Çıpası olmayan ülkeler yok olacak
Türkiye’nin NATO dışında tutunabileceği bir yol kalmadığını söyleyen Ali Gemuhluoğlu, “1990’dan sonra işler değişti. Trajik bir hal aldı. Yönümüzü hala bilemiyoruz. Bizim bir takım çıpalarımız var. Aslında şu anda dış politika bağlamında elimizde tutabileceğimiz tek çıpamız var, o da NATO. Bir tek ona tutunabiliyoruz. Çünkü hiçbir çıpası olmayan ülkeler artık çöp olacaklar” dedi.
Canan Karatay konferans için geliyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.