34,2452$% 0.28
37,6376€% -0.37
45,0841£% 0
2.921,73%0,22
4.978,00%0,00
2138295฿%0.65333
Yeşilay tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojinin insan hayatını kolaylaştıran bir araç olmaktan çıkıp hayatın gayesine dönüşmesine müsaade edemeyiz. Bugün karşılaştığımız en büyük tehlike, insan zihninin ürünü olan teknolojik aygıtların, insanla aynı ontolojik seviyeye çıkarılması, âdeta bir canlı gibi kabul edilip muamele görmesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilay tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nin açılış programına katıldı. WOW İstanbul Hotelde gerçekleştirilen programda; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve eşi Esra Albayrak, AK Parti Milletvekili Nabi Avcı da hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.
“DEĞİŞİM VE YENİLİK İNSAN HAYATININ TEMEL DİNAMİĞİDİR”
İlki 2012’de düzenlenen kongrenin yelpazesinin genişletilerek devam etmesinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilay’ın; alkol, tütün, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklar yanında, teknoloji bağımlılığıyla da mücadeleye de öncülük etmesini takdirle karşıladığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin, kamu kurumları yanında eğitimcilere, ailelere, öğrencilere, gençlere yol gösterecek sonuçların ortaya çıkmasına vesile olacağına inandığını belirtti.
Değişim ve yeniliğin insan hayatının temel dinamiği olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, keşif ve buluşların; umudun yanında, çeşitli tartışmaları, korkuları, zaman zaman da dirençleri beraberinde getirdiğini dile getirdi.
“Dünyamız, bir telefon markasının yeni modeli için saatlerce sıra bekleyen insanlar kadar, teknolojisiz bir hayat kurmaya çalışan bireylerin de dünyasıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanın olduğu her yerde, bu tür farklı yaklaşımların görülmesinin gayet tabii olduğunu; ancak teknolojinin nasıl anlaşıldığın ve onun hayatın neresine yerleştirildiğinin asıl meseleyi oluşturduğunu söyledi.
“BİZİM İÇİN KISTAS TEKNOLOJİNİN FITRATA AYKIRI OLMAMASI”
Teknolojik ve bilimsel gelişmelerin nerede neşet ettiğine değil, niçin ve hangi gayeyle kullanıldığına, insan hayatında nereye taalluk ettiğine bakmanın önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için kıstas, teknolojinin fıtrata aykırı olmamasıdır. Bizim için ölçü, teknolojinin dünyanın yok edilmesi için değil, imarı ve ihya yolunda kullanılıyor olmasıdır” diye konuştu.
Her buluşun arkasında ona hayat veren zihniyet ve dünya algısının olduğuna dikkat çekerek, Müslümanların atom bombası, nükleer füze gibi kitle imha silahlarına öncülük etmemelerinin temel sebebinin, geri kalmışlıkları olamayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tarz bir teknoloji her şeyden önce Müslümanların zihin yapısına hayata, insana ve tabiata bakışlarına aykırıdır. Dünya hayatını geçici gören, adaleti, merhameti, paylaşmayı merkeze alan İslam düşüncesi böylesi bir gelişmeye manidir” dedi.
“TEKNOLOJİ, İNSANLIĞI KENDİ KIYAMETİNE DOĞRU SÜRÜKLEMEMELİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki güç savaşının, istemese dahi, ülkeleri bu tür silahlara sahip olmayı gerektirdiğini belirterek, “Bizim asıl karşı olmamız gereken atom bombasının kendisi kadar, onu ortaya çıkaran masum insanlar üzerinde kullanmayı meşru gören zihniyettir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “Bugün nükleer başlıkları veya nükleer silahları yasaklama anlayışını savunan zihniyetlere baktığınız zaman, bakıyorsunuz bir tanesinde 15 bin, 16 bin nükleer başlık var. Bir diğerinde 12 bin 500 nükleer başlık var, bir diğerine bakıyorsunuz 7 bin 500 nükleer başlık var. Ama diyor ki, ‘sen yapamazsın’ sende var. Sayı felaket… İstediğin anda istediğin yerde bunu kullanma hakkına sen sahip olacaksın, ama öbür tarafta diğerlerine diyeceksin ki ‘sen yapamazsın’ hemen parmak sallamaya başlıyorlar. İşte sıkıntı burada. Bu da bir bağımlılık, bunu da dikkatle değerlendirmemiz lazım. Buna da ben isterseniz burada bir isim koyayım, bu da bir zihni bağımlılıktır. Bizim asıl mücadele etmemiz gereken, teknolojinin insanlığın adım adım kendi kıyametine doğru sürüklenmesinin aracı hâline getirilmesidir, sıkıntı burada.”
Teknolojinin insan hayatını kolaylaştıran bir araç olmaktan çıkıp hayatın gayesine dönüşmesine müsaade edilemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün karşılaşılan en büyük tehlikenin, insan zihninin ürünü olan teknolojik aygıtların insanla aynı ontolojik seviyeye çıkarılması, âdeta bir canlı bomba gibi kabul edilip muamele görmesi olduğunu ifade etti.
“TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR YENİ İHTİSAS ALANLARI OLUŞTURUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaratılmışların en şereflisi, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan hazreti insan, giderek var oluş gayesinden uzaklaşıyor. Kendi imal ettiği teknolojik aygıtların esiri, mahkûmu, âdeta kölesi hâline gelen bir insan, tıpkı cahiliye dönemindeki gibi yaratıcısına isyan hâlinde demektir. Burayı anlamlı konuşuyorum, altını çizerek konuşuyorum. Bu konferansın da temasını oluşturan, 10-15 yıl önce gündemimizde dahi olmayan teknoloji bağımlılığı gibi yeni problemlerin, yeni hastalıkların ortaya çıkmasının temel sebebi işte budur” şeklinde konuştu.
Teknoloji bağımlılığından kaynaklanan fiziki ve psikolojik sorunların, yeni ihtisas alanları oluşturduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı araştırmaların sonuçlarını aktararak, Japonya’da 1 milyondan fazla gencin aşırı teknoloji kullanımıyla ilişkili olan ‘sosyal çekilme’ denen hastalıktan mustarip olduğunu, bir çocuğun 14 yaşına gelinceye kadar televizyonda ortalama olarak 11 bin cinayet sahnesi izlediğini, çizgi filmlerin yüzde 94’ünün şiddet ve cinayet konularına yer verdiğini hatırlattı.
Üniversite öğrencilerinin yüzde 13’ünün internet bağımlısı olduğuna, 12-18 yaş grubundaki çocukların yüzde 22’sinin de internet bağımlılığı sınırında bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karar alıcılar, anne-babalar, eğitimciler, sorumluluk sahibi bireyler olarak bu kötü gidişi elbette eli kolu bağlı bir şekilde izleyemeyiz. Harekete geçmediğimiz her gün sıkıntı da büyüyecektir. Sadece bugünümüz değil asıl istikbalimiz tehdit altındadır. Türkiye olarak bu konuda diğer ülkelere nazaran şimdilik daha iyi bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama tehlike tıpkı dağdan kopan bir çığ gibi üzerimize doğru gelmektedir” uyarısında bulundu.
“EVLATLARIMIZLA EMPATİ KURAMAZSAK SORUNLARINI ÇÖZEMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan teknoloji bağımlılığıyla mücadele ederken şu noktanın asla gözden kaçırılmaması gerekiyor. Eskiye özlemi öne çıkartan, geçmişi örnek gösteren bakış açısıyla hiçbir yere varamayız. Artık bizim çocukluğumuzun geçtiği dönemlerde yaşamıyoruz. O günleri istesek de geri getiremeyiz, onlar geçti. Ben biraz futbol oynadım, yamalı bir topun peşinde sabahtan akşama kadar koşturarak enerjimizi boşalttığımız o dönemler bir daha geri gelmeyecek, o iş bitti. Televizyonun, bilgisayarın ve telefonun olmadığı, sohbetin, muhabbetin, tezekkürün günlük hayatımızın bir parçası olduğu günleri özleyebiliriz, ama aynı canlılıkta yaşatma imkânı bulamayız. Her gün akşam evlerde dedelerin, ninelerin, annelerin, babaların, ağabeylerin, ablaların, halaların, teyzelerin, amcaların, dayıların bir araya geldiği o büyük aile dönemleri de maalesef mazi oldu, onlar da mazide kaldı. Hasretle özlüyoruz, ama geçti. Zamanı geri döndüremeyeceğimize göre önümüze bakıp gelecek için yapabileceklerimizin yollarını aramalıyız.”
Hz. Ali’nin, “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin” tavsiyesine atıfta bulunarak, meseleye bu söz ışığında yaklaşılması gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çocuklarımızla, torunlarımızla ve gelecek kuşaklarla iletişimde en önemli sıkıntının doğrusu ben bu olduğuna inanıyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimizi anlayamazsak, onların ruh dünyasına giremezsek onlara ulaşamayız. Evlatlarımızla empati kuramazsak, onlarla ortak bir dil geliştiremezsek, sorunlarının çözümü için doğru yöntemler de bulamayız. Bunun için çocuklarımızı beyhude yere teknolojiden uzak tutmaya çalışmak yerine, onları veya onlara teknolojiyi bilinçli kullanmanın yollarını göstermeli, onun eğitimini vermeliyiz” dedi.
“TÜM ZARARLI ALIŞKANLIKLAR GİBİ TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ DA TEDAVİSİ VAR”
Ebeveynin elinden telefonu, tableti bırakmadığı, televizyon başından ayrılmadığı bir evde, çocuğa “teknolojiden uzak dur” demenin faydasız bir çaba olacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçek dünya ile sanal dünyayı ayıramayan çocukların zihinleri teknolojinin zararı etkilerine daha çok açıktır. Teknoloji bağımlılığında en riskli kuşak 12-24 yaş grubu olduğuna göre, bu konuda okullarımıza, öğretmenlerimize de çok önemli görevler düşüyor” şeklinde konuştu.
Bu konuda çok geç olmadan Yeşilay’ın yanı sıra aile, okul ve ilgili tüm kurumlarla birlikte, teknoloji bağımlılığıyla mücadele edilmesi gereken bir döneme girildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her bağımlılık gibi teknoloji bağımlılığı da çözülmez, aşılmaz değildir. Tüm zararlı alışkanlıklar gibi teknoloji bağımlılığının da tedavisi vardır. Mesele hayatımızı kolaylaştırmak için edindiğimiz cihazların hayatımızı esir almasına izin vermemektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan programda, 27 Kasım Dünya Kartpostal Günü dolayısıyla, çocuklara hitaben bir kartpostal imzaladı. İmzaladığı kartpostalda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili çocuklar; teknoloji, hayatımızı esir almak değil kolaylaştırmak için vardır. Sizlerden isteğim, bilgisayarı, telefonu, televizyonu bu amaçla kullanmanızdır. Ailenizi, arkadaşlarınızı, okulunuzu, kitaplarınızı, geleceğinizi teknolojiye asla feda etmeyin. Gözlerinizden öpüyorum” ifadelerini kullandı.
Arifiye Veysel Karani İHO öğrencilerinin,Tema Vakfı gönüllüleri ile doğa yürüşü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.