DOLAR

32,5749$% 0.09

EURO

34,9585% 0.22

STERLİN

40,6142£% 0.08

GRAM ALTIN

2.424,46%0,07

ÇEYREK ALTIN

4.054,00%0,05

BİTCOİN

2095011฿%-3.05588

İmsak Vakti a 04:27
Sakarya KAPALI 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

SAKARYA BAROSU’NUN ÇIĞLIĞI ÇOCUKLAR İÇİN

Ulusal basında kamuoyunda büyük yankı uyandıran ve tepkilere neden olan Leyla ve Eylül’ün vahşice öldürülmesinin ardından barolardan ortak ses yükseldi.

Son yıllarda gündemden hiç düşmeyen bir konu haline gelen çocuk istismarı ve cinayetleri ile ilgili yaptığı çalışmalar ile konuya dikkat çeken Sakarya Barosu bugün de adliye önünde yaptığı basın açıklaması ile konunun çözümüne yönelik önerilerini sıraladı.

Basın açıklaması öncesinde kısa bir konuşma yapan Baro Başkanı Av. Zafer Kazan bu vahim tablonun nedenlerinin tespit edilebilmesi için meclise çağrı yaptı.

“ARTIK HAREKETE GEÇMEK ZORUNDAYIZ”

“Çocuklar bir toplumun, bir millettin, halkın geleceğidir, çocuklar vicdanımızdır. Toplumumuzda masumlar katlediliyor. Çocuklar, korunmaya muhtaç masumlar, eğer ki gözlerimizin önlerinde eriyip gidiyorsa durup düşünmemiz lazım. Bu konularda ne yapılacağı hakkında yeniden değerlendirme yapmamız lazım. İdam çığlıkları atılıyor, idam çığlıkları yerine bizim neden böyle oluyor çığlıkları atmamız gerekir. Meclisin bir an önce toplanıp bu konuları araştırma konusu haline getirmeli. Hep birlikte bu hastalığın köklerine inmeli ve bu hastalığı nasıl tedavi edebilirizin yollarını aramalıyız. İdam çığlıkları atmak yerine hep beraber bir araya gelip bu konunun altında yatan nedenleri ortaya çıkarmak ve çözüm oluşturmak zorundayız. Söylenecek çok söz yok artık harekete geçmek, organize kötülük karşısında bir araya gelmek ve bu kötülüğün nedenlerini bulmak zorundayız.” şeklinde konuşan Başkan Kazan basın açıklamasını yapmak için Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Elif ERDEM DÜZGÜN’e sözü bıraktı.

SİYASET ÜSTÜ BENİMSENMELİ VE ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ

Kamuoyu ile paylaşılan basın açıklamasında idam ve hadım tartışmaları üzerinden adeta çözümsüzlük üretildiğine dikkat çekildi. Evrensel değerlere uygun, bilimsel, çocuk hak ve özgürlüklerini esas alan devletin yükümlülüklerinin belirlendiği, hukuk güvenliğinin sağlandığı, toplumsal değer yargılarını, koruyucu yöntemler belirlenmesi gerektiğine dikkat çekilen bildiride “Çocuklar üzerinden yaşadığımız korkularımız toplumsal ayrışmadan uzak, siyasetler üstü benimsenmeli ve çözüm üretilmelidir.” denildi.

SORUMLULUK DEVLETİN

“Öncelikli sorumluluk devletindir.” şeklinde kaleme alınan basın açıklamasında, aynı zamanda tüm kişi ve kurumların, farklı alanlarda çalışan meslek kuruluşlarının da bir araya gelerek sorunun çözümü noktasında yol gösterici ve çözüm üreteci bir sorumluluk üstlenmelerinin de gerektiği ifade edildi.

İDAM VE HADIM ŞİDDETİ ORTADAN KALDIRMIYOR

İdam ve hadım cezasının uygulandığı ülkelerdeki sonuçların şiddeti ortadan kaldırmadığına dikkat çekilen bildiride çocuğa yönelen her türlü istismarın önüne geçebilmenin çocuğa özgü adalet, koruma ve rehabilitasyon ile mümkün olabileceği ifade edilerek “şiddete şiddet ile karşılık vermek yerine çocukların korunması odağında bütüncül çözüm üretilmelidir.” denildi.

Kamuoyu ile paylaşılan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

ÇOCUKLAR İÇİN; KORKULARIMIZLA AYRIŞMAYA SON VERELİM..

Son dönemlerde artan ve görünür hale gelen çocuk istismarı ( fiziksel, duygusal, cinsel) ve en ağır biçimi çocuk cinsel istismarı ; “münferit, sapık, hasta, insanların, idam ve hadım tartışmaları ile“ adeta çözümsüzlük üreterek tartışılmamalıdır. Evrensel değerlere uygun, bilimsel, çocuk hak ve özgürlüklerini esas alan devletin yükümlülüklerinin belirlendiği hukuk güvenliğinin sağlandığı, toplumsal değer yargılarını, koruyucu yöntemler belirlenmelidir. Çocuklar üzerinden yaşadığımız korkularımız toplumsal ayrışmadan uzak siyasetler üstü benimsenmeli ve çözüm üretilmelidir.
Can yakıcı çocuk istismarları tartışılırken dahi özelikle sosyal medyada herkes konunun esasından uzak anlık öfke ve “tarafgir “ bir dille konuşmaktadır. Oysa zaman korkularımız üzerinden ayrışılacak zaman değildir. Unutulmamalıdır ki öncelikli sorumluluk devletindir, tüm kişi ve kurumlar farklı alanlarda çalışan meslek kuruluşları bir araya gelerek sorunun çözümü noktasında yol gösterici ve çözüm üretici olmalıdır.
Öncelikle çocuğa dönük şiddeti önleme planları olmalıdır. Bağımsız özgür düşüncenin gelişme ortamına sahip üniversitelerde bilimsel akademik çalışmalar yapılmalıdır. Ciddi bir saha çalışması yapılmalı ve veri toplama, değerlendirme çalışması gerçekleştirilmelidir. Riskler, nedenler belirlenmelidir. Eril cinsiyetçi söylem ortadan kaldırılmalı, çocukların evrensel değerlere uygun kız erkek birlikte eğitim almaları sağlanmalıdır, özellikle sosyal medyada çocukların cinsel obje olarak değerlendirmelerinin önüne geçilmelidir. Hukuk güvenliği ve belirliliği sağlanmalı, aynı olaya aynı hukuksal korunmanın ayrımsız herkes için sağlanacağı inancı sağlanmalıdır. Fahiş cezalar sonucunda cezasızlık halinin ortaya çıkmasına engel olunmalı, adil yargılama ile evrensel değerlere uygun cezalandırma yapılmalıdır. Çocuğun korunması ile ilgili müdahale görevini de içeren idari kurumsal yapı olmalıdır. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin dernek ve vakıfların bağımsız çalışma yapmasına fırsat tanınmalı, siyasi yakınlıktan uzak; çocukla ilişkide bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşların, fırsat eşitliğine, denetime, kurallara uygunluğu sağlanmalıdır. Ekonomik eşitsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Bilimin, eğitimin, sanatın gelişiminin önündeki engeller kaldırılmalı, toplumun tüm katmanlarınca ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.

Çocuğa, hayvana, kadına dönük şiddet, toplumsal şiddetin güçsüz olanda yoğunlaşmasıdır. Gücün çürümüşlüğü her türlü insani değer yargısından uzak bir biçimde tezahür etmektedir. Ancak bunun çözümünü, salt ceza kanunlarında yapılacak değişikliklerde görmek, hukuk bilimine haksızlık olduğu gibi, eğitim programları, çocuk koruma politikaları ile uğraşmak yerine meselenin kendisini unutmak, sorunu suç işlendikten sonra faillerin bedenleri üzerinden kısasa kısas yöntemiyle ortadan kaldırmak çabasıdır. Bunun da en önce çocuklarımıza bir fayda sağlamayacağı açıktır. Hamasi söylemlerle çocukların önemini anlatmak yerine kamu ve özel kaynakların çocuklar yararına kullanımı sağlanmalıdır. Çocuğa yönelik istismar olduktan sonra ne yapılacağı değil, olmadan önce nasıl engelleneceği konuşulmalı ve tartışılmalıdır.

Meselenin bütüncül çözümü için öncelikle Meclis’te kurulması önerilen çocuk hak ihlallerine ilişkin komisyonların hızlıca kurulması, yıllardır bekletilen Çocuğa Yönelik Şiddeti Önleme Ulusal Eylem Planı’nın çıkması ve uygulanmaya başlanması, bu alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmesi ve bu çalışmaların kamu idaresi tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Çocuğa yönelik şiddet 3-5 münferit olaydan ibaret olarak ele alınmadan, görünür olan ve olmayan çok sayıda şiddet türü ve vakasının mevcut olduğu ve tüm istismar hallerinin bir bütün olduğu, çok zaman iç içe geçtiği bilinciyle hareket edilmelidir.

İDAM VEYA HADIM ÇÖZÜM DEĞİLDİR! ÇÖZÜM ZİHNİYETİN DEĞİŞMESİDİR. ZİHNİYET DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE VE TOPLUM BU KONULARDA EĞİTİLMEDİKÇE İDAM İŞLENEN SUÇLARI AZALTMAYACAĞI GİBİ, HAK HUKUK ADALET KAVRAMLARINI DA GÖLGE DE BIRAKACAKTIR.

İdam ve hadım cezasının uygulandığı ülkelerdeki sonuçlara bakıldığında, tüm örneklerde görüleceği üzere bir şiddet türünün ortadan kaldırılması için asla çözüm yöntemi olmadığı net olarak görülecektir. Çocuğa yönelen her türlü istismar için çözüm: çocuğa özgü adalet, koruma ve rehabilitasyondur. Bu bağlamda şiddete şiddet ile karşılık vermek yerine çocukların korunması odağında bütüncül çözüm üretilmelidir.

Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak Şubat ayında ilimizdeki STK’lar, dernek temsilcileri ile bir araya gelerek Çocuk İstismarıyla Mücadele Yol Haritamızı belirlemiş, istismarı önlemeye yönelik tedbirleri de içine alacak önerilerimizi yazılı bir metin haline getirmiş, halkımızla birlikte bir yürüyüş düzenleyerek metni imzaya açmıştık. Aynı metni yeniden imzaya açarak Ekim veya kasım ayında yeni kurulan TBMM’ne sunmakta da fayda görüyoruz. Bu anlamda istismarlar yaşanmadan, ailelerin yürekleri dağlanmadan ne yapılabilir sorgulamaya devam etmek gerektiğini yineleyerek Sakarya Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak hukuken ne gerekiyorsa yaptığımızı ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşır, bundan sonra yeni acılar yaşanmamasını temenni ederiz.

SAKARYA BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Aklınızı, vicdanınızı ve kararlarınızı başkalarının ellerine teslim etmeyin

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.