2 haftalık yarıyıl tatilinin ardından ders başı.

Durmuş mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bir ateş yakılır, sönmez bir daha. Bu bayrak gönderden inmez bir daha! Bayrağın bir kumaş parçasından ibaret olmadığını çok iyi biliriz. Nasıl ki esaret bir Türk için ölümden farksızsa bayrak da hayat kadar kıymetlidir. Çünkü biz “hür doğduk, hür yaşarız!”

Dünya tarihine şöyle bir bakarsak ‘Ezan susacaksa, bayrak inecekse, Kur-an gidecekse ölmeden gelme oğul! diyen anaların diyarıdır TÜRKİYEM. Bağımsızlığına bizim kadar düşkün bir millet daha göremeyiz belki de. Uğrunda ödenecek bedeli hiç hesap dahi etmemişizdir. Çünkü “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır.” bizim için. Nice şehidimizin, çocuk yaşta gözünü kırpmadan cepheye koşan vatan evlatlarının emanetidir bize bayrak. Başımıza taç edişimiz bundandır. Gölgesinde gururla duruşumuzun bir anlamı, bir sebebi vardır. ‘Kendine yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.’ düsturundan hareketle tarihin her döneminde bütün bayraklara saygı duymuşuzdur. Düşmanımızın bile olsa…

“Bayrak bir milletin özgürlük alametidir. Düşmanın da olsa hürmet lazımdır.” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözüne riayet etmiş, doğal olarak aynı hassasiyeti beklemişizdir. Bayrağımıza edilen hakaretin, namus ve şerefimize edildiğini kabul edecek kadar onurlu bir milletiz. Canevimize kasteden olursa bayrak misali dalga dalga olur başımız.