DOLAR

32,6019$% 0.38

EURO

34,8035% 0.19

STERLİN

40,6037£% 0.01

GRAM ALTIN

2.495,26%0,45

ÇEYREK ALTIN

4.273,00%-0,12

BİTCOİN

2110113฿%5.2289

İkindi Vakti a 16:52
Sakarya HAFİF YAĞMUR 15°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Arifiye Haber
  • Sakarya Haberleri
  • Sakarya Üniversitesi AGD Üniversite Komisyonu tarafından “Derdim Bana Derman İmiş” başlıklı bir konferans düzenlendi.

Sakarya Üniversitesi AGD Üniversite Komisyonu tarafından “Derdim Bana Derman İmiş” başlıklı bir konferans düzenlendi.

SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi Prof. Dr. Gültekin Yıldız konferans salonunda gerçekleşen konferansa eğitimci yazar Abdülaziz Kıranşal konuşmacı olarak katıldı.

“Derdimiz davamız ortak”

Açılış konuşmaları ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan konferansta Kıranşal, Müslümanlar olarak dertsizliğin iyi bir şey olmadığına vurgu yaptı. Kıranşal, “Diploma derdi, kariyer derdi, çocuk büyütme derdi, yeni bir ev alma derdimizin yanında bir de ekranlarda bombalanarak işgal edilen kardeşlerimiz olduğu gerçeği var. Asıl dert edinmemiz gereken bunlardır. Çünkü bizim vatanımızın sınırlarını tel örgüler değil, imanımız ve inancımız belirler. Yeryüzünde Müslüman tüm insanlar bizim kardeşimiz, onların bulunduğu alanlar da bizim vatanımızdır. Yeniden bu şuura ulaşmamız lazım. Yanı başımızda Suriye, öteki yanda Doğu Türkistan, Irak ve dahası da var. Bunları düşünen Müslüman, günün yarısını internette boş geçiremez, marka giyme derdine düşemez. Duvarında Kudüs resmi, Aliya İzzetbegoviç’in ‘İslam korkakların değil, cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir’ sözü olur. Bir gencin ders kitabının yanında Hasan El Benna’nın, ‘Yarınlar yorgun olanların değil, rahatından vazgeçenlerin olacaktır’ cümlesini görmemiz gerekir. İşte ruh budur. Ruhu taşıdığım sürece; sürgün edilmem benim için hicrettir, ölmem benim için şehadettir. Bu bilinci zihnimizden hücrelerimize kadar hissederek yaşamadığımız müddetçe dertsiz Müslüman oluruz ve kaybetmeye devam ederiz. Partileri, cemaatleri bir kenara bırakın. Sünnet ve Kur’an ışığında, Müslüman kardeşler olarak ortak derdimizi düşünelim, yeniden kardeş olduğumuzu hatırlayalım” dedi.

“İslam savunulması gereken bir ideoloji değil, yaşanılması gereken bir dindir”

Kıranşal, günümüzde Kur’an ve Sünnete aykırı olarak meydana gelen değişimlere değinerek, “İçkinin artık bakkallarda bile satıldığı, milli piyangonun, kumarın millileştiği, faizin normalleştiği, zinanın serbestleştiği bir çağda yaşıyoruz ve imtihan oluyoruz. Bunların yanında hangi restoranda hangi yemeği yesem, hangi diziyi izlesem derdine düşemeyiz. Peygamberimiz buyuruyor ki; ‘Hangi Müslüman sabah kalktığı zaman derdi dünya olursa, Allah onun tüm dünyalık işlerini alt üst eder. Hangi Müslüman da bugün Allah için ne yapabilirim derdine düşerse Allah onun dünyalık işlerini de derler toparlar’. Biz zihinlerimizdeki işgalleri gideremezsek, İslam topraklarındaki işgali gidermemiz mümkün değildir. Müslümanlar olarak emperyalist düşünceler tarafından yönetilmemize karşı direneceğiz. Kalplerimizin dünya, mal mülk sevgisiyle dolmasına, midelerimize haram lokma girmesine, kul hakkına, ahlak yoksunu algı yöneten dizilere karşı direneceğiz. Peygamberimizin buyurduğu gibi; ‘Dünya onların, cennet bizim olsun’. Allah’ın elçisi de istese, tüm dünya önüne serilirdi. Bu direniş İslam’ı yaşayarak başlar. İslam savunulması gereken bir ideoloji değil, yaşanılması gereken bir dindir. İslam camilere, konferans salonlarına hapsedilecek bir din değildir ve emperyalistlerin, siyonistlerin en çok korktuğu güçtür. Konuşmamızdan yürüyüşümüze kadar Müslümanlığı simgelemeliyiz. Değerlerimizi kaybetmemeliyiz. Bizim artık İslam’ın anlatılmasından çok, onu yaşayan somut örnekleri görmeye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Konferans kitap çekilişi ve hediye takdimiyle devam etti.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

“İş birliği ve ticari faaliyetler gelişime katkı sunacak”

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.